teblici
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Fatiha suresinin tefsiri
  Küfür olan davraniş ve sözler
  Küfür sistemi bayramlari
  Temyiz etrafındaki şüpheler
  Forum
  Tekfirde ölçülü olmak
  VAAZ
  Kütüphane
  Tekfircilere Cevap
  Temyiz ve Yusuf kıssası
Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?

Forum - Akaid dersleri 1

Burdasın:
Forum => AKİDE => Akaid dersleri 1

<-Geri

 1 

Devam->


ebu muhammed
(şimdiye kadar 27 posta)
26.11.2010 16:07 (UTC)[alıntı yap]
1-Kirtas Hadisesi:
İbn Abbas'tan rivayet edilen bir hadise göre Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, vefatina sebep olan son hastalığında, hastalığı şiddetlendiği bir anda: "Bana bir kalem ve kağit getirin, size son vasiyetimi yazdırayım ki benden sonra ihtilafa ve sapıklığa düş-meyesiniz." [3]buyurmustur. Bunun üzerine orada bulunan müslümanlardan bir kısmı Hz. Peygamberin emrine uyulmasını isterken, Hz. Ömer de dahil bir kısım müslümanlar da Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in hastalığının şiddeti ile böyle konuştuğunu, Kur'an ve sünnetin kendilerine rehber olarak yeterli olduğunu belirtip böyle bir şeye gerek olmadığını beyan etmişlerdir.
Neticede kalem ve kağıt getirilip vasiyyet yazılmamıştır ama Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem 'in sözlü olarak bazı hususları vasiyyet ettiği rivayet edilmektedir. Bu hu-sustaki rivayetler daha sonra Ehl-i Sünnet ile Şîa arasinda ihtilaf konusu olmuş, şiiler eger kalem ve kagit getirilseydi Hz Peygam¬ber sallallâhu aleyhi ve sellemin Hz. Ali'yi ken-disinden sonra halife tayin edecegini iddia etmişlerdir.

2-Usame Ordusu:
Hz, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, Suriye seferi için Üsâme b. Zeyd (vf. 54/673) kumandasinda bir ordu hazırlamıstı. Ancak Rasulullahin hastalıgı artınca ordunun hare-ket edip etmemesi meselesinde ashap, ihtilafa düştü. Neticede Hz. Ebu Bekr'in Hz. Pey-gamber sallallâhu aleyhi ve sellemin emrine uyulması hususundaki ısrarıyle bu görüş kabul edildi ve ordu hareket etti.

3-Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem in Vefatı:
Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem Refîku'l- A'lâ'ya irtihal edince müslümanlardan bazıları onun öldügüne ve ölebilecegine inanmak istemiyorlardı. Hatta Hz. Ömer gibi bir islâm büyügü bile, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve selleme olan sevgisinden dolayi kendisini bu cereyana kaptırmış şöyle diyordu: "Kim Hz. Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem öldü derse, onu şu kılıcımla öldürürüm. O ancak Meryem oglu Isa'nın göge kaldırılışı gibi semâya yükselmiştir." Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir derhal duruma müdahale edip min-bere çıkıyor ve: "Ey Muhammed, süphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler," âyetini okuyarak Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellemin vefatını duyuruyor. Böylece müslümanların heyecanı yatışıp Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellemin vefat ettigini kabul-leniyorlardı.

4-Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem in Defnedilecegi Yer:
Müslümanlar arasındaki ilk ihtilaflardan birisi de Hz. Peygamberin nereye defnedilecegi hususuyla ilgilidir. Müslümanlardan bir kısmı O'nun Mekke-i Mükerreme'ye defnedilmesini isterken, bazıları da Medine-i Münevvere'ye veya Kudüs-'e defnedilmesini istiyorlardı. Neticede yine Hz. Ebubekr'in müdahele edip, "peygamber-ler ancak vefat ettikleri yerde defnedilirler." hadisini haber vermesiyle ihtilaf sona eriyor ve Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem, vefat ettigi yer olan Hz. Aise validemizin odasinda kazılan bir kabre defnediliyor.

5-Halife Seçimi:
Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellemin vefatından sonra müslümanların ihtilaf ettikleri konulardan biri de halife (imam) tayini meselesidir. Daha Rasululiah sallallâhu aleyhi ve sellemin defin isi sürerken Beni Sa'ide sofasında toplanan ashab halifenin kimlerden (ensardan mı, yoksa muhacirlerden mi) olabilecegini tartışıyorlardı. Bu ihtilaf da yine Hz. Ebu Bekr ve Hz. Ö-mer'in gelişi ve Hz. Ebu Bekr'e biatle sona ermiştir.
Ancak daha sonra bu mesele yine gündeme gelecek ve gerek siyasî, gerekse itikadi pek büyük tartışmalara konu olacaktır.
Bilindigi üzere resullahin (s.a.v) vefatından sonar daha rasulullahin (s.a.v) cenezesini kaldirmadan ensar kendi aralarında toplanıp bir halife tain etmek istemişlerdi bunu ha-ber alan Ömer (r.a) Ebu bekir (r.a) nin yanına gelerek durumu bildirdi bunun üzerine Ebu bekir ve Ömer beraberce kalkıp ensarın bulunduğu meclise gittiler. Ebu bekir gördüki ensar halife taini için konuşuyarlar Ebu bekir onlara hitaben söyle bir konusma yaptı: Ey ensar topluluğu Araplar kureyş ten başkasına itaat etmez dolayısıyla halife Kureys ten olmalıdır ben size halife olarak Hattap oglu Ömeri uygun görüyorum de-di.Bunun üzerine Ömer (r.a) kalkti ve söyle dedi:Ey insanlar içinizde kime Allah azze ve cellle şu hitapta bulundu: "ikinin ikincisinden İbaretti".. (tevbe 40)
Ve yine Allah resulu (s.a.v) hayattayken kimi imam olarak öne geçirmiştir tabiki bu zaat Ebu bekirdir Hayır vallahi böyle hayırlı bir zaat aramızdayken ben bu görevi yapamam dedi ve Ebu bekirin elini tutarak beyat etti.Bunun üzerine de diger müslümanlar kalkip Ebu bekire beyat ettiler bu esnada Ali r.a Resulullahın defin işleriylen meşkuldü bu tain işinden sonradan haberdar oldu kendisinin o meclise çağırılmayısına biraz kırıldı bu sebebten ebu bekire beyatı bir süre tehir etti işte Sianın temelleri de böylece atılmış oldu çünkü Şia ilerde hilafet hakkının Ali ve evlatlerının olduğunu iddia edecekti.
Bunlardan başka zekât vermek istemeyenlere karsı savas açılması, Fedek arazisinin durumu, Kur'an'ın toplanması v.b, konularda ihtilaf edilmiş ise de bunlar daha çok fıkhî ve fer'î meseleler etrafında toplanmaktadır. Ve İslâm inancı hakkında bazı münferid olaylar hariç- ciddî bir ihtilaf yoktu. Bununla beraber bu ilk fikir ayrılıkları daha sonra ortaya çıkacak olan bazı gruplar tarafından daha değişik şekillerde yorumlanıp, kendi fikirlerinin savunulmasında kullanılmıştır.
Sonraki dönemlerde Osman r.a son dönemlerinde ümet arasinda çok korkunç fitlerer zuhur etti öyleki bu fitlerer Osman r.a ın mazlum olarak şehit edilmesine kadar ulastı. Akabindede Ali r.a yi medinenin ileri gelenleri halife seçti bunun üzerine şam valisi muaviye Alinin hilafete tain şekline bazı itarazlarda bulundu ve nihayet Osman benim akrabamdır Osmanın katillerini istiyorum dedi. Osmanın katilleri bulunmadıkça da Ali ye beyat etmeyecegini söyledi bunun üzerine Ali r.a şuanda fitne büyüktür devletin fitnecileri ve katilleri yargilama imkanı zayıftır eğer katilleri yargilarsak fitne daha da büyüyecektir dedi devlet güçlenib fitne bastırılıncaya kadar Osmanın r.a katillerinin yargılanmasını tehir etmek istedi bunu kabul etmeyen Muaviye r.a Osmanın katillerinin yakalanması ve yargılanması konusunda ısrar etti. Ali r.a ye, isyan ederek beyat etme-mekte direndi ihtilaflar öyle büyüdüki nihayet iki tarafta ordularını hazırlayıp Siffinde karşı karşıya geldiler bu iki müslüman ordusunun arasinda çok korkunç bir savaş mey-dana geldi savaşın seyri Ali r.a lehine Muhaviye r.a aleyhine gelişmeye başladı. Bunu gören muaviye r.a danışmanı ve yakın akrabası olan amır bin as la istişare yaptı bu iki zat (muaviye ve amir bin as) çok kurnaz ve zeki idiler öyeki nemsis havada nem kapar-lardı istişare sonunda bir pilan hazırladılar.kuranı mızraklarının ucuna takarak Ali ve ordusuna hitaben sizi kurana davet ediyoruz dediler. Bu hileyi sezen Ali r.a tekliflerini kabul etmeyip savaşmak istediysede ordusunun içerisinde bazı kişiler özellikle harura lılar Allahın kitabının hakemliğini kabul etmiyormusun diyerek Aliye karşı çıktılar. Ali r.a baktıki kendi ordusu içerisinde büyük fitneler çikacak istemiyerekte olsa Muavaiyenin ve amır bin asın teklifini kabul etti taraflar kendi aralarında birer hakem tayinine karar kıldılar muviyenin hakemi amır bin as idi Alide abdullah bin abbasi tayin etmek istediysede bazi kimselerin itirazıylan Abdullah deyil de ebu musa el eşariyi seçmek zorunda kaldı.Hakemler (amir bin el as ve ebu musa el eşari)kendi aralarinda istişare yeptılar amır bin el as çok uyanik oldugu için ebu musayi oyuna getirdi amır ebu musaya dediki:bu iki sinide (Ali ve muaviye yi) görevden alalim tekrar birini imam seçelim dedi Ebu musada kabul etti.Amır ebu musaya önce sen konus vekil oldugun Aliyi azlet sonrada ben konusayim dedi .Öylede oldu ebu musa bir konusma yaparak ali yi görevden aldigini beyan etti akabinde amır bin asda kürsiye çikarak şöyle bir konşma yaptı:ebu musayi işittiniz vekili oldugu Aliyi görevden aldı dolayisiyla suanda ümmet halifesizdir madem öyle bende muaviyeyi halife seçtim ve beyat ediyorum dedi.Bu hadise üzerine taraflar arasinda tartişmalar ve bölünmeler zuhur etti hariciler bu vesiley-le ortaya çiktyi iki tarafida hüküm Allahindir , sizler hakemlerin hükümlerine baş vur-dunuz diyerek muaviye ve Ali yi tekfir ettiler.İste bu fitnelerin sonucunda çok korkuç savaşlar meydana geldi bunun sonucu olarak ilk zuhur eden mesepler şunlardır

A: ŞİİLER:
Bunlar hilafet Ali nin hakkıdır ebu bekir, ömer, ve osman. Alininin hilafet hakkın gasp etmişlerdir dediler.

B:HARİCİLER:
Muaviye ve Ali hakamin hükmüne bşvurdular ve kafir oldular diyerek hüküm Allahın dır ayetini kendilerince delil getirerek Ali, muaviye ve taraftarlarını tekfir ettiler .

C:MÜRCİYE:
Bu olaylarda tarafsız kalmayı tercih eden mürciye ise kişinin diliyle kelimeyi şahadeti söylemesi onun müslümanlğının delilidir deyip tarafsızlğı seçtiler .inşallah ileride bu mezhepleri ve görüşlerini teferruatlı açıklayacağız.Bu kısa girişten sonra, akaidin tanı-mını ve lüzumunu acıklayalım.

DEVAM EDECEK



Bütün konular: 31
Bütün postalar: 34
Bütün kullanıcılar: 34
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
   
 
   
Bugün 12 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı.Allah arttırsın.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol